Üniversite gençliğinin bin tane sorunu var ama nedense hiç gündeme gelmiyor. Ki hepsi de hayati derecede önemli konular. Örneğin yurt, örneğin burs, örneğin staj. Ve en önemlisi de işsizlik. Peki bu sorunlar neden hiç gündeme gelmiyor.
Türban önemsiz bir sorun mu? Elbette önemli. Ama diğer sorunlar da önemli. İşte bu yüzden CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Eğer üniversite gençlerinin sorunlarını ele alacak ve çözüm üreteceksek gelin türbanla birlikte diğer öğrenci sorunlarını da konuşalım“ diyor.
Haksız mı? Kesinlikle haklı!
Yurt sorunu
Hiç kimsenin karşı çıkmaması gereken bir çözüm önerisine, nasıl bir cevap verilecek bekleyip göreceğiz. Özellikle de iktidar partisinin yaklaşımını. Bırakın diğer sorunlarını, gelin önce türbanı çözelim deyip kendi gündemlerini dayatmaya kalkarlarsa CHP’nin buna hayır diyeceğini çok iyi biliyorlar. Tam da seçim öncesi böyle bir senaryo sahneye konulursa, birileri bir şeyler kazanır ama kaybeden kesinlikle öğrenciler olur.
Pek çok konuda büyük reformlara imza atan Ak Parti iktidarı eğitim, bilim ve gençlik konusunda patinaj yapmaya devam ediyor.
Diğer alanlardaki performanslarını bu alanlarda da gösterselerdi, bugün kesinlikle farklı bir Türkiye olurdu.
TOKİ kanalıyla her yıl yüz binlerce konut üreten bir Türkiye, her yıl 300-500 yurt yapamaz mıydı? Hem de en güzellerini yapardı. Ama bu sorunu, sorun olarak görüp çözmek isteyen bir bakan maalesef gelmedi.
Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik ve şimdi de Nimet Çubukçu... Yurt sorununu ülke sorunu olarak görüp ısrarla üzerine gittiklerine hiç şahit oldunuz mu?
Keşke birinden biri bu işe dört elle sarılsaydı. Şimdiye bin defa çözülmüştü...
Burslar yükselecek mi?
Yurt gibi çok önemli bir başka sorun da burs. Üç milyon civarındaki üniversite öğrencisinin neredeyse üçte ikisinin ailesi fakirlik sınırında. Yani kendi geçimlerini zor sağlıyorlar. Çocuklarına her ay bırakın bin lira, 500 lira bile gönderecek durumda değiller. Hatta yüz binlercesi 100 lira bile gönderemiyor. Bunu çok yakından görüyor ve biliyoruz.
Peki o zaman öğrenciler nasıl ayakta duruyorlar? Çoğunluğu devletten aldığı 200 liralık bursla geçiniyor! İş bulan çalışıyor, derslerden kopuyor. Bulamayanlar da aç karnına derslere devam ediyor.
Karınlarını bile doyurmadıkları için ne okuyorlar, ne geziyor ne de kültürel birikimlerine katkıda bulunabilecek sergi, sinema, konser gibi etkinliklere gidebiliyorlar.
Kendi tabirleriyle “ot“ gibi yaşıyorlar. Çoğu tek öğün yemekle günü geçiriyor, üç-beş kilometrelik yolu kar, kış, çamur demeden yürüyerek gidip geliyor.
Şimdi size de iktidara da soruyorum, eğer isteselerdi ya da milli eğitim bakanları gençlerin bu sorununu çözmek için elinden geleni yapsaydı bursları asgari ücret seviyesine çıkartamaz mıydı?
Kesinlikle çıkardı. Ama yeterince dillendirilmediği için kıyıda köşede kaldı ve unutuldu gitti.
İşsizlik
İşsizlik konusu da yine aynı şekilde YÖK-DPT ve iktidar üçgeninde ele alınıp, kontenjanlar ihtiyaç duyulan alanlara yönlendirilseydi, üniversite mezunlarının işsizliği bu boyutlara çıkmazdı.
Başbakan Erdoğan keşke Milli Eğitim Bakanı olsaydı, bakın o zaman bu sorunların hiçbiri bugün konuşuluyor olmazdı.
Belediye başkanlığı döneminde herkes karşı çıkarken o hapse atılmayı göze alarak her yıl on binlerce öğrenciye burs verdi. Şimdikiler ise mazeret üretmenin ötesine geçemiyorlar.
Bilimsel üretkenlik
Kılıçdaroğlu, önceki hafta Genç Bakış’ta, yurt sorununu en geç iki yıl içinde çözeceklerini, öğrenci burslarını da iktidara geldikleri gün asgari ücret düzeyine çıkartacaklarını söyledi.
Peki bu konuda Ak Parti’nin de artık söyleyeceği bir sözü olmalı. Türban gibi bu konuyu da sonuna kadar savunabilmeli...
Eğitimde durum böyle de bilimde farklı mı? Alın TÜBİTAK’ı vurun YÖK’e. O ondan başarısız, diğeri öbüründen. Kâğıt üzerinde, göz boyamada birinciler. Ama gelinen nokta ortada. Kimilerine göre eğitimde çağ atladığımız gibi bilimde de çağ atladık. Belki de biz göremiyoruz. Eğer içinizde görenler varsa yazın bize, biz de görelim, dahası okurlarımızla paylaşalım.
Eğitim ve bilim adına atılan her adımdan ancak ve ancak gurur duyarız.
Özetin özeti: İktidarın diğer konulardaki performansını eğitim, bilim ve gençliğe hizmet konusunda da görmek istiyoruz...
Türban önemsiz bir sorun mu? Elbette önemli. Ama diğer sorunlar da önemli. İşte bu yüzden CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Eğer üniversite gençlerinin sorunlarını ele alacak ve çözüm üreteceksek gelin türbanla birlikte diğer öğrenci sorunlarını da konuşalım“ diyor.
Haksız mı? Kesinlikle haklı!
Yurt sorunu
Hiç kimsenin karşı çıkmaması gereken bir çözüm önerisine, nasıl bir cevap verilecek bekleyip göreceğiz. Özellikle de iktidar partisinin yaklaşımını. Bırakın diğer sorunlarını, gelin önce türbanı çözelim deyip kendi gündemlerini dayatmaya kalkarlarsa CHP’nin buna hayır diyeceğini çok iyi biliyorlar. Tam da seçim öncesi böyle bir senaryo sahneye konulursa, birileri bir şeyler kazanır ama kaybeden kesinlikle öğrenciler olur.
Pek çok konuda büyük reformlara imza atan Ak Parti iktidarı eğitim, bilim ve gençlik konusunda patinaj yapmaya devam ediyor.
Diğer alanlardaki performanslarını bu alanlarda da gösterselerdi, bugün kesinlikle farklı bir Türkiye olurdu.
TOKİ kanalıyla her yıl yüz binlerce konut üreten bir Türkiye, her yıl 300-500 yurt yapamaz mıydı? Hem de en güzellerini yapardı. Ama bu sorunu, sorun olarak görüp çözmek isteyen bir bakan maalesef gelmedi.
Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik ve şimdi de Nimet Çubukçu... Yurt sorununu ülke sorunu olarak görüp ısrarla üzerine gittiklerine hiç şahit oldunuz mu?
Keşke birinden biri bu işe dört elle sarılsaydı. Şimdiye bin defa çözülmüştü...
Burslar yükselecek mi?
Yurt gibi çok önemli bir başka sorun da burs. Üç milyon civarındaki üniversite öğrencisinin neredeyse üçte ikisinin ailesi fakirlik sınırında. Yani kendi geçimlerini zor sağlıyorlar. Çocuklarına her ay bırakın bin lira, 500 lira bile gönderecek durumda değiller. Hatta yüz binlercesi 100 lira bile gönderemiyor. Bunu çok yakından görüyor ve biliyoruz.
Peki o zaman öğrenciler nasıl ayakta duruyorlar? Çoğunluğu devletten aldığı 200 liralık bursla geçiniyor! İş bulan çalışıyor, derslerden kopuyor. Bulamayanlar da aç karnına derslere devam ediyor.
Karınlarını bile doyurmadıkları için ne okuyorlar, ne geziyor ne de kültürel birikimlerine katkıda bulunabilecek sergi, sinema, konser gibi etkinliklere gidebiliyorlar.
Kendi tabirleriyle “ot“ gibi yaşıyorlar. Çoğu tek öğün yemekle günü geçiriyor, üç-beş kilometrelik yolu kar, kış, çamur demeden yürüyerek gidip geliyor.
Şimdi size de iktidara da soruyorum, eğer isteselerdi ya da milli eğitim bakanları gençlerin bu sorununu çözmek için elinden geleni yapsaydı bursları asgari ücret seviyesine çıkartamaz mıydı?
Kesinlikle çıkardı. Ama yeterince dillendirilmediği için kıyıda köşede kaldı ve unutuldu gitti.
İşsizlik
İşsizlik konusu da yine aynı şekilde YÖK-DPT ve iktidar üçgeninde ele alınıp, kontenjanlar ihtiyaç duyulan alanlara yönlendirilseydi, üniversite mezunlarının işsizliği bu boyutlara çıkmazdı.
Başbakan Erdoğan keşke Milli Eğitim Bakanı olsaydı, bakın o zaman bu sorunların hiçbiri bugün konuşuluyor olmazdı.
Belediye başkanlığı döneminde herkes karşı çıkarken o hapse atılmayı göze alarak her yıl on binlerce öğrenciye burs verdi. Şimdikiler ise mazeret üretmenin ötesine geçemiyorlar.
Bilimsel üretkenlik
Kılıçdaroğlu, önceki hafta Genç Bakış’ta, yurt sorununu en geç iki yıl içinde çözeceklerini, öğrenci burslarını da iktidara geldikleri gün asgari ücret düzeyine çıkartacaklarını söyledi.
Peki bu konuda Ak Parti’nin de artık söyleyeceği bir sözü olmalı. Türban gibi bu konuyu da sonuna kadar savunabilmeli...
Eğitimde durum böyle de bilimde farklı mı? Alın TÜBİTAK’ı vurun YÖK’e. O ondan başarısız, diğeri öbüründen. Kâğıt üzerinde, göz boyamada birinciler. Ama gelinen nokta ortada. Kimilerine göre eğitimde çağ atladığımız gibi bilimde de çağ atladık. Belki de biz göremiyoruz. Eğer içinizde görenler varsa yazın bize, biz de görelim, dahası okurlarımızla paylaşalım.
Eğitim ve bilim adına atılan her adımdan ancak ve ancak gurur duyarız.
Özetin özeti: İktidarın diğer konulardaki performansını eğitim, bilim ve gençliğe hizmet konusunda da görmek istiyoruz...
Abbas Güçlü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder